Regaib Gecesi Ve Faziletleri HUTBE
Dinim İslam, Mübarek Gün ve Geceler, regaib gecesi, regaib kandili 2016, regaib gecesi nedir, regaib gecesi faziletleri, regaib gecesi ibadetleri

Fetih1453
---

REGÂİP
GECESİ VE FAZîLETLERİ
Muhterem Mü’minler,
Cihan tarihinde
eşine rastlanmayan üstün prensipleriyle insan hayatına nur ve huzur bahşeden
mukaddes dinimiz İslâm; yeryüzünde yanlız Allah’ın hâkimiyetini
kurmak,insanı insana kul olmaktan kurtarmak için gelmiştir.
Kâinatın
halifesi olan insan ise, Allah’a karşı kulluğunu idrâk etmek,
Allah’ın nizâmını
bütün incelikleriyle yaşamak için gönderilmiştir.
Kullarına karşı
merhameti sınırsız olan Allahımız, huzuruna samîmiyetle yönelen
mü’minleri; Rabbanî nûra, Rahmanî
feyz ve berekete kavuşturmak için, rahmet ve mağfiret pınarlarının gürül gürül
aktığı, îman
ve irfan dalgalarının öbek öbek yayıldığı ve hususî değeri büyük
olan pek çok gün ve geceler ihsan etmiştir.
Bu mübarek gün ve geceler, mü’min gönüllere tükenmez
bir ümid, kararmış kalplere sönmez bir ışık, kurumuş vicdanlara tükenmez bir
sevinç ve canlılık kazandırır.
İşte üç aylar adı
verilen Recep, Şaban, Ramazan ve bu aylarda bulunan Regâib, Mîrac,
Berat ve Kâdir;
mü’minleri her çeşit kir, pas ve günahlardan uzaklaştıran, fazîleti
büyük, rahmeti bol, mağfireti geniş, bereketi sınırsız olan ilâhi
bürhan ve gufran zamanlarıdır.
İslâmın
bu mukaddes zamanlarının gölgesi üzerimize düşmüş bulunuyor. Bize düşen vazife,
hayatımız boyunca müslümanca yaşamak ve onları gerektiği şekilde ihya etmektir.
“Allahım, bize Recep ve Şaban ayını mübarek kıl ve
bizi Ramazan’a ulaştır!”
Başka bir Hadis-i
Şeriflerinde ise, Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuşlardır:
“Recep Allah-ü Teâla’nın ayı, Şaban
benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır.”
Peygamberimiz(S.A.V.)
Recep ayında bazen oruç tutmuşlar, bazen de tutmamışlardır.Bu husustaki Hadis-i
Şerif’te İbni Abbas (R.A.) şöyle buyurur:
“Rasülullah (S.A.V.) Recep ayında bazen öyle oruç tutardı ki hiç orucunu bozmayacak
derdik. Bazen de öyle oruç tutmazdı ki hiç oruç tutmadı derdik.”
Aziz Mü’minler,
Recep ayının ilk
Cum’a gecesine Regâib gecesi adı verilir. Önümüzdeki Perşembe’yi
Cuma’ya bağlayan gecedir. İslâmın şeref ve azamet gecelerinden biridir.
Rasülullah Efendimizin baba sulbünden anne rahmine intikal ettiği gecedir. Bu
gece Allah’ın kullarına in’am ve ihsanı büyük olduğundan bu isim verilmiştir.
Regâib,
kendisine rağbet olunan kıymetli şeyler, bol bol ihsan, çok çok feyiz ve
bereket demektir.
Bu sebeple,
asırlardır bütün mü’minler bu geceye büyük değer vermişler, gündüzlerini
oruçla, gecelerini de ibâdet ve taatle geçirmeye çalışmışlardır.
O halde, biz mü’minler de, Kur’an okumak,
Allah’a dua ve niyazda
bulunmak, Peygamberimiz (S.A.V.)’e salât-ü selâm
getirmek, kimsesizleri, yoksulları gözetmek, büyüklerimizi ziyâret
etmek, ölüm ve âhiret
hayatını düşünmek, üzerimizde namaz borcu varsa, bol bol kaza namazı kılmak,
yoksa nâfile
namaz kılmak suretiyle bu geceyi ihya etmeye çalışmalıyız. Umulur ki, bu gecenin
feyiz ve bereketinden, in’am ve ihsanından istifâde etmiş
oluruz.
Allah’ın rahmet ve
mağfiretinin bol bol tecelli ettiği bu gecenin fazîletlerinden
biri de, bu gecede rahmet melekleri, mü’minleri hayra, iyiliğe, ibâdet,
şevkat ve merhamete çağırırlar. Bu da’vete koşan mü’minler, gönül bahçesini
Tevhid semasından dökülen rahmet damlalarıyla sulamış, kalp evini îman
burcundan doğan İslâm güneşiyle aydınlatmış, sonunda büyük bir mânevî
zevk ve neş’eye ermiş olurlar.
Yine, bu geceye büyük değer verilmesinin bir sebebi de,
bu gecenin, nefsin esaretine girmiş kalpleri bu esaretten kutarmaya, akıl ve
ruhları, dünyaya niçin ve hangi maksatla gelindiği, öldükten sonra nereye
gidileceği, soruları etrafında derin derin düşünmeye sevkedecek olmasıdır.
Aziz Mü’minler,
Cenab-ı Hak Kur’an-ı
Kerim’de, tek örneğimiz ve tek önderimiz Rasülullah (S.A.V.)’e hitapla şöyle
buyurur: “Ey Nebiyyi Zişan, Biz seni
hakikaten bir şahid, bir müjdeci ve bir korkutucu ve Allah’a O’nun izniyle bir
dâvetçi
ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik. Mü’minlere müjdele ki, onlar için
Allah’tan büyük fazl-u keremler vardır.
Onun için Ey Mü’minler,
Rasülullah (S.A:V.)’,i canımızdan, malımızdan, her
şeyimizden fazla sevelim. Gönüllerimizi paslandıran kin, hased, düşmanlık gibi
kötü huylarımızı terkedelim. Bilhassa üç aylarda ve mübârek gecelerde
her zamankinden daha çok ibâdet ve taatte bulunalım. Minarelerde yanan
kandillere bakıp, camilere, mescitlere koşalım.
Çocuklarımıza İslâm’ın yüceliğini, ulvî
gecelerin feyiz ve bereketini öğretmeye, onları camiye ve cemaate alıştırmayı
ihmal etmeyelim. Bilelim ki, yaptığımız her hareketin mutlak hesabı
sorulacaktır.
Allah, cümlemizi şu kudsî gün ve gecelerin
hürmetine iyiyi kötüden; doğruyu eğriden, faydalıyı zararlıdan ayırt edecek bir
şuura kavuştursun!..
Bu gecede akşam ile yatsı
arasında 12 rek’at hacet namazı kılınır , iki rek’atta bir selam verilir.
Her rek’atta 1 Fatiha, 3 İnna Enzelnahü, 12 İhlas-ı Şerif
okunur. 12 rek’at bittikten sonra 7 defa Salat-ı Ümmiye okunur.
Yorum Gönder
Yorum Gönder